31 Ekim 2009

ŞEREF SİZ SİNİZ!!!



Nasıl olabildiğini anlayamadığımız Hürriyet Gazetesi Spor Müdürü Ercan Saatçi ve sanatçı sandığımız Metin Özülkü'nün Fbtv için gerçekleştirdikleri çekimin kamera arkası görüntüleri piyasaya sızdı veya sızdırıldı.

Galatasaray için ağıza alınmayacak sözler sarfeden bu zat-ı muhteremlere buradan küfür edecek değilim tabii ki. Fakat kendilerine iki çift lafım var. Ulan insan müsfeddeleri o lafları ederken hiç mi utanmadınız? Hiç mi yüzünüz kızarmadı veya kızarmayacak? Bunların farkında olmalılar ki bu lafları kayıt anında sarfetmişler.

Siz sıradan taraftarlar değildiniz bugüne kadar ama biz nasıl Kadıköy'e, İnönü'ye giderken veya sokakta formayla dolaşırken tehlikedeysek artık sizde sokağa çıktığınızda o küfürler salladığınız Türkiye'nin en büyük klübünün taraftarıyla karşı karşıya kalacaksınız.

Umarım büyük Galatasaray taraftarı benliğini korur ve sizin gibiler yüzünden Ali Sami Yen içerisinde klübümüze külfet getirecek küfür ve hareketlerden kaçar. Zira küfür edilecek veya protesto yapılacak kişilikler değilsiniz. Biz biliyorduk ama artık Türkiye'de biliyor.

Yanlız anlamadığımız nokta bugün piyasaya sızan (dikkatinizi çektiyse basına demedim) bu video Galatasaray taraftarlarının gerek maillerle gerekse bizzat medyanın tüm unsurlarını arayarak yaptıkları başvurulara rağmen hiçbir basın kuruluşu tarfından kaale alınmadı. Ki bu kuruluşlar geçen hafta oynanan derbi için F.bahçe'nin 2.resmi sitesi antu'yu kaynak göstererek onlarca haber yapmışlardı.

Neyse siz sırtınızı dönün bize ama şunu bilinki G.saray taraftarı artık sizi sırtınızdan da tanıyor. Zaten tanıdığımızı bundan sonra basına verdiğimiz tepkilerden anlayabileceksiniz. Sizi biliyorduk ama artık ezberledik. Artık ezberi bozma vakti geldi, sadece bu.

Not: Ben bugün Ali Sami Yen'de Numaralı Tribün önünde olacağım ve artık medya mensupları onlardan nefret ettiğimizi daha iyi anlayacak. Beklerim.

HADDİNİZİ BİLİN VE MAYIS'I BEKLEYİN.

GialloRosso

26 Ekim 2009

"Karnaval Çocukları..."



Ekim-Kasım sendromu ...

Rakipte bu kadar Brezilyalı oyuncu var ...

Bunların doğum günleri bu ekim-kasım aylarına denk geliyor ...

Daha bir coşkulu oynuyorlar ...

Neden mi ekim kasım doğum günleri ....?

Karnaval şubatta ...

Tutan tuttuğunu ......

9 ay sonrası malum ....

Carloslar Alexler Baroniler ...

Son bir hatırlatma;
HER KADIKÖY'ÜN BİR DE SAMİ YEN'İ VAR!!!

GialloRosso

Not: İlla ki maç yazısı diyenlere aşağıdaki linkte neredeyse hepsi yazılmış,
ben rövanş için birşeyler yazarım artık hatırlatma bab-ında...
"Galatasaray yenilmedi, savaştan mağlup çıktı!" / O.Tanburacı

Organize İşler Bunlaaaar!!!



İngilterede Everton, İspanyada Espanyol olarak kalacaksınız, tek sevinciniz şehrin ve ülkenin en büyük takımını yenmektir!!!

Maç yazısı daha sonra...

GialloRosso

25 Ekim 2009

Yavaştan Geliyoruz!


TARAFTARINLA BİRLİKTE SAVAŞ
TÜM MEVZU BUDUR, GERİSİ TRAŞ...

23 Ekim 2009

Metrobüsle Geliyoruz...


Ya "Nonda Köprüsü" ya da "Keita Köprüsü" üzerinden geliyoruz.
Trafiğin durumuna bağlı.

PARÇALI & ÇUBUKLU?



Aşkın tanımı yapılamaz ya hani, bende G.Saray-F.Bahçe derbisinin nasıl bir şey olduğunun tanımını yapamayacağım. Kim ne derse desin; bu maçlarda çok fazla futbol oynanmayabilir, maç harici her şey tartışılabilir ama bence (Real-Barça) (Glasgow-Celtic) (Milan-İnter) (United-City) (Lazio-Roma) vs. diğerlerinden çok çok özeldir. 1 hafta maçtan önce, 1 hafta maçtan sonra olmak üzere hayatı durdurur. Bakın dün her iki takımın da Avrupa mücadelesi vardı ama 7 den 70 e herkes haftasonunu konuşuyordu.
- “Galatasaray parçalıyla gelir.”
- “Morla gelsenize.”
- “Umarım hoca Arda’yı sola çeker.”
- “Alex oynar inşallah.”
- “Linderoth bi yarım saat oynasa bari.”
- “Lugano oynar mı ki?”

Bu biraz taraftarın mottosuyla da alakalı aslında. G.Saray seyircisi 9 senedir gelmeyen Kadıköy galibiyeti yüzünden bu maça takıntı yaptı bu kadar. Yoksa çoğumuzun aklında Uefa kupası maçı F.Bahçe maçından çok daha önemlidir. Sen “6” atmış olabilirsin ama hayat boyu bunu söyleyerek hatırlatmak zorundasın senin takımını tutmayanlara, oysa ki benim G.Saray’ın Avrupa başarısıyla alakalı bir şey söylemeye ihtiyacım yok. Hem bir sonraki maçta biz de 2 golle yenip aynı puanı almadık mı? Sonuçta derbidir ama kesinlikle sadece araçtır, amaca giden yolda…

Maç ile alakalı ise benim tek kafama takılan, C.Daum’un uzun yıllardır soluduğu bu mücadelede F.Rijkaard’ tan biraz daha avantajlı oluşu. “Hocamız ne derbiler gördü bee” mantığı bizi bir yere götürmez fakat ben hocamıza çok güveniyorum. Bu maçla alakalı değil tabii ki. Türk futbolunun ve 3 büyüklerin en büyük sorunudur aslında sabır. G.Saray’ın bu sabrı göstereceğine inanıyorum ya da inanmak istiyorum. Bu sabır kelimesi derbinin de anahtarı diye düşünüyorum. Bence maç ilk 30 dakikada şekil alacaktır ki ben G.Saray’ın bu bölümde 1 gol bulacağını düşünüyorum. Sabır bize burada gerekiyor. Daum’un, maç başlar başlamaz takımını üzerimize saldırtacağını düşünmüyorum. 2. yarı oyuncu değişiklikleri konusunda yine F.R. avantajlı fakat korkum oyunun sonlarınadır. G.Saray kalite olarak F.Bahçe’den 2 gömlek üstün fakat mücadele olarak oldukça geride. Bu maça özel bir motivasyon oluşursa işin rengi değişebilir.

İlk 11 lere değinirsek F.Bahçe’nin kadrosunun şekillenmediğini görüyoruz. Bilerek yapıldığını düşünmüyorum ama maça tam kadro çıkacaklardır. Mücadele kabiliyetleri çok yüksek ve topu ayaklarında tutabiliyorlar aynı G.Saray gibi. G.Saray’da kimin oynayıp oynamadığı beni ilgilendirmiyor bu maçı kafasında alabilecek kim varsa oynayabilir. H.Kewell’ı ilk 11 düşünmüyordum fakat dün geceki performansıyla hak ettiğini düşünebilir hocamız. Defans kurgusu olarak F.Bahçe çok üstün fakat G.Saray’da bu forvet hattı varken defanslarına bu kadar güvenmelerine şaşırıyorum. Sağ kanatta Keita’yı, solda ise Arda&Kewell’ı düşündükçe maçın biran evvel gelmesi için sabırsızlanıyorum. Derbidir sonucunu kimse tahmin edemez ama yinede G.Saray’ın bu maçı kaybedeceğini sanmıyorum. “Fener Şansı” diye bir deyim oluştu artık bizim taraftarda, o şansı kırmak dileğiyle. Slogandan geri kalmayalım “Parçalı Parçalar”…

GialloRosso

21 Ekim 2009

Red Lion Cocteyl 2...



# Geçen sene Eurocup’ı alan Galatasaray bayan basket takımı, Spartak Moskova ile oynadığı Süper kupa mücadelesini kaybetti. Mücadeleniz yeter.
# A2 liginde Kocaelispor’u 7-0 mağlup ettik.
# Demek ki Guardiola’nın “B planı” yokmuş. Barca 1 - R.Kazan 2
# Rafael Benitez nereye koşuyor? Türkiye olsa Ntv Spor’a derdim.
# Hiddink federasyonun teklifini geri çevirmiş. Federasyona Haldun Üstünel’i kiralayalım. Dile “O”ndan ne dilersen.
# Ş.Liginde Real Madrid-Milan maçını yayınlamayan Star Tv’ye buradan selamlarımı yolluyorum.
# Sezon basindan beri Ankaraspor’dan toplam 11 futbolcu Ankaragücü’ne geçti. Gözümüze sokmayın bari.
# Şimdi aldığım habere göre derbi maçın hakemi Bünyamin Gezer.

GialloRosso

HAGI Ali Sami Yen'de



Trabzon maçında da Sami Yen'deymiş, localarda olduğu için farkedemedik. Zaten sağolsun medyamız maç bitmeden *Comandante'yi başında hocası bulunan Trabzonspor'a Teknik Direktör yapmıştı bile. Ha isterim tabii ki Hagi'nin Türkiye'de Trabzonspor gibi büyük bir klübü çalıştırıp başarılı olmasını ama İstanbul'da oluşan medya baskısının Trabzon'da daha da fazla yaşayacağını bildiğimden gönlüm razı olmaz.

Eleştirilmesine bile kıyamam. Zaten Erol Ersoy'la davalıktı maç esnasında ağır hakaret etmesinden ötürü, Galatasaray taraftarının 2 eli yakasındadır Erol Ersoy'un. Her aklıma gelişinde beddua ederim, tutmuş ki görünmüyo ortalıkta.

Elbet yollar kesişir birgün diyeceğim ama yollar hiç ayrılmadı ki. Galatasaray yönetiminin yerinde olsam ki altyapıda yeni yapılanma ve hareketlenmeler var, Romanya'da futbol okulları açan Hagi'yi getiririm altyapının başına.

Neyse konudan sapmayalım, Perşembe gecesi Rumen televizyonuna Galatasaray-Dinamo Bükreş maçını yorumlamak için tekrar Sami Yen'e geliyor Comandante. Bize düşen o stadı yıkmaktır "I Love You Hagi" diye.

GialloRosso

*Büyük komutan, Kumandan

20 Ekim 2009

Fenerbahçe Kompleks Klübü



Sabah Radyospor'da duyunca dikkatimi çekti benimde.
Oynayacağımız maçın biletlerinde sadece Fenerbahçe arması bulunuyor.
Bu kadarı da olmaz artık demeyin.
Seneye Fenerbahçe-Gese veya Fenerbahçe-6s gibi daha yaratıcı çözümler bekliyorum kendilerinden.

Kendi dopingli oyuncularını (hemde 3-4 ayrı branşta) unutmuş olmalılar ki son 1 aydır Efes Pilsen'in neredeyse küme düşürülmeye varacak şekilde kampanyalar düzenleyen hatta Başbakan'a şikayet etmekten bahseden de A.Yıldırım. Cevabı Sn.Tuncay Özilhan tarafından kapak şeklinde verilmiştir kendisine.

A.Yıldırım, Gaziantep maçında 2'nci gole sevinen G.Antep Valisi'ne "Sen devletin memurusun, böyle sevinemezsin" diyerek tribünü de terketmişti bu hafta. Eski Genelkurmay Başkanı'nın görevdeyken Fener maçlarında yaptıklarını görmeden.

Resmi sitelerinde E.Belözoğlu'nun c.v sinde Zeytinburnu Spor'dan direk İnter'e transfer edenlerde bunlar.

Yani kompleks çok büyük hocam, "Fenerbahçe büyüklüğü ne şampiyonluk büyüklüğü, ne kupa büyüklüğüdür. Onun büyüklüğü başka bir büyüklüktür işte, adı konamaz" demiş İslam Çupi nasıl bir hayal dünyasının içindeyse. Ama gerçekten Fenerbahçe'nin büyüklüğü, KOMPLEKS büyüklüğüdür. Ataşehirdeki kompleks gibi adı konulamayan...

GialloRosso

14 Ekim 2009

"Aslan'ın GSM hattı kapalı" Komedyası!!!



Vatan Gazetesi'nde Gökmen Özdemir bugün "Aslan'ın GSM hattı kapalı" başlıklı bir haber yayınlamış. Cebit'te fenercell varmışta Galatasaray Mobile neden yokmuş, 144 bin kişi ziyaret etmiş vesaire...

Sevgili Gökmen hocam bu yazıyı bir şekilde okuyacağına eminim. Çoğu Galatasaray'lının aksine seni çok severim birçok haberine rağmen. Basın işi zordur, patronlar sansasyonel haberleri severler. Hatta sipariş haber bile girdiğinizi, bugün medyayı azıcık takip eden okur bile bilir.

Madem Cebit fuarıyla alakalı haber giriyorsunuz, o zaman fuara kimler katılmış kimler katılmamış bunları da araştırmanız gerekir. Eğer ki iyi bir gazeteciyseniz.

Ben Türkiye'nin en büyük bilişim şirketlerinden birisinde çalışıyorum. Rakiplerimizden hiçbirisi fuara katılmadı. Biz Cebit fuarı Türkiye'de düzenlendiği ilk yıllardan beri her sene katılıyorduk, son 2 seneye kadar. Cebit fuarı amacın dışında hareket ettiği, katılımdan memnun olunmadığı sürece de katılmayı düşünmüyoruz. Teknoloji şirketlerinin büyük çoğunluğu bu fuarı angarya görmekte olup, eğer araştırmak isterseniz size medyaya reklam bütçelerini saçan fakat nedense bu fuara katılmayan Türk Telekom ve Teknosa'nın pazarlama ve reklam departmanlarının telefonlarını verebilirim.

Amacımız kapak takmak falan değil ama Gökmen Özdemir gibi Galatasaray'lı gazetecilerin bağcıyı dövmekten vazgeçmelerini sağlamak. Bunun yanında sen gazetecisin, öncelikli işi futbol olan bir spor klübüne teknoloji konusunda giydirmek istiyorsan eğer; görevi standları satmak olan fuar görevlisiyle değil Turkcell gibi bir rakibinin ufacık bir standla katıldığı ve Vodafone gibi diğer büyük bir rakibinin olmadığı fuara kendi ismiyle katılmayan Avea'dan yetkililerle görüşmelisin. Ki benim için fuarın özeti Türk Telekom gibi reklam bütçesi milyon dolarları bulan bir firmanın katılmamasıydı.

Keşke bu haberi girerken bir de fenercell yetkilileriyle görüşseydiniz de bizde standlarının ne kadar ziyaret aldığını, ne kadar abonelik açtıklarını öğrenmiş olsaydık. İşte o zaman haber tam ve doğru olabilirdi. Belki...

Saygılar,
GialloRosso.

P.S: Haberin linki aşağıda. Ayrıca bu yazıyla gazeteyi ciddiye aldığım sanılmasın sadece Gökmen Özdemir'e serzenişimiz olsun.
"Aslan'ın GSM hattı kapalı" / G.Özdemir

11 Ekim 2009

Elveda İmparator...



Türkiye'nin tartışmasız gelmiş-geçmiş en büyük hocası "İmparator Terim" dersem itiraz eden olmaz heralde. İtiraz edenle de futbol konuşacak değilim zaten. Derwall'in, Zico'nun hatta Rijkaard'ın futbol bilgisini tartışanlar, Terim'i asmasaydı şaşırırdım.

Büyük olasılıkla Ermenistan maçı sonrasında Milli Takıma elveda diyecek Terim. İsabet olur kendi adına. Kendi kariyerini Milli Takım için çürütmeye terkettiğini düşünüyorum. O'nun hakkındaki en büyük yafta; "Sadece motivasyonla olmaz o işler". Evet hoca bence bu kadar aralıklı maçlar oynanmasıyla beraber kendisini motive edemedi. Klüp hocasıdır F.Terim.

Tabii takımı da boş geçmeyelim. Herkes çağırdığı adamları tartıştı bugüne kadar. Ama kimse kendisini hocanın yerine koymadı. Kendi adıma konuşayım, bugün başka bir şirkete yönetici olarak atansam oluşturacağım departmana ilk önce eski çalıştığım, sırtımı korkmadan dayayabileceğim, daha evvel paylaşımım olan personeli çağırırım. Herkeste aynısını yapar. Yazıda polemiğe girmemek için tüm isimleri tartışmayacağım ama Halil'in, F.Tekke'nin, Gökdeniz'in çağırılmamasını aksine M.Aurelio'nun, Sabri'nin, E.Belözoğlu'nun ise çağırılmasını hoca tarafından da bakınca hep haklı buldum. Günlük formların peşinden koşmadı hiçbir zaman hoca. Burada hocaya getirebileceğim tek eleştiri gerilimini takıma fazlasıyla yansıtması ve Euro 2008' den gerekli dersleri çıkarmamasıydı.

Kaos takımı, sistemsiz takım geyiklerine hiç girmeyeceğim. Yeni gelecek hocaların sistemlerini, akıl futbollarını da göreceğiz zaten. "Terim bıraksın" diye kıyamet kopuyor ortalıkta. Herşeyi anlarım ama Galatasaray'lılardan da bu kadar ağır eleştirileri anlayamam. Farkında değilmisiniz Terim'e yüklenme sebeblerinin. Galatasaray'a, Milli Takım'a, Fiorentina'ya yaşattığı başarıları bir Fenerbahçeli olarak yaşatsaydı zaten 72 yıllık sözleşme imzalanırdı Terim'le. Şu Milli Takım'ın başına R.Dilmen, B.Uygun ve hatta (basketboldaki Tanjevic hamlesi gibi) C.Daum'u getirirlerse işte o zaman çok gülerim.

Evet bende hocanın gitmesini istiyorum ama kendisine yazık edildiği için, kendisini İtalya'da görmek istediğim için. Hocanın da söylediği üzere; "Bir İtalyan atasözü der ki, *Chi non risica non rosica". Herşeye rağmen hocanın İtalya'da, İspanya'da hatta İngiltere'de piyasası devam ediyor. Ki zaten Türkiye'de başka takım çalıştıracağını düşünmüyorum. Tarz olarak İtalya ve İspanya, İngiltere'ye nazaran daha yakışıyor hocaya. Zaten Türkiye'de birçok hocanın menejeri bile yokken, Terim'in İngiliz ve İtalyan menejerleri yok muydu. Ben hocada her türlü öngörüyü, liderliği ve başarı isteğini görüyorum ve de gideceği takıma da bunları yanında götüreceğine inanıyorum.

1 günde kral olmadın, 1 günde de tahttan inmezsin zaten hocam. Anlaşacağın takımda ve hayatta başarılar ve bize yaşattıkların için teşekkürler hocam. Türk halkından kıymet bilenler de elbet birgün teşekkür edeceklerdir hocam. Elveda...


* Riske girmeyen, bir şey koparamaz.

GialloRosso

10 Ekim 2009

Red Lion Cocteyl...



# Belçika karşısında İmparator'a başarılar.
# Linderoth iyileşmiş şerefsizim.
# R.Carlos Keita karşısında rezil olduktan sonra gidecekmiş.
# Rıdvan NtvSpor'dan kovulursa B planı yokmuş.
# Estonya Bosna'yı odun eder odun.
# Galatasaray Müzesi'nin açılmasına kısa bir süre kaldı.
# B.Çekmece'de klübümüze tahsis edilen arazi için mimarlar odası izin vermeyecekmiş. Mimarlar odası Galatasaray'ın projelerine taş koymak için kurulmuş sanki.
# Medyanın kafası güzel. Mayıs ayında görüşeceğiz.
# Artık aramızda Volkan, Recep, Ferruh, Rıza, Serhan, Kaan, Çağlar ve Öner kardeşlerimizi de görmek isteriz.

GialloRosso

07 Ekim 2009

F.R.



Hafta başından beri hocamız için bi go home, bi b planı zırvasıdır gidiyor. Ufak tefek sinekleri saymıyorum ama H.Uluç ve R.Dilmen denen zat-ı muhteremler futbolu biliyorlarsa ben hiçbirşey bilmiyorum arkadaş.

Sizin futbol bilginiz 80'lerde iş yapardı ancak. Gerçi belli bir izleyici kitlesi olan bu ağız ishali olmuş arkadaşların klişe saldırmalarından sıkılan ve futbol bilgilerini sorgulamaya başlayanlar çoğunluğu oluşturmaya başladığı gün Türkiye'de futbol tekrar konuşulmaya başlar. Midemiz bulanıyor artık, yeter.

İmparator'un çok güzel bir lafı vardı hani; "Yel kayadan toz alır" diye. Fakat bilinçsiz taraftar o kadar çok ki çevremizde. Rijkaard gelmiş lan Türkiye'ye keyfini çıkarsanıza. Aşağıda linkini verdiğim yazıda Ümit Aktan güzel giydirmiş, anlayana...

http://www.turkiyegazetesi.com/makaledetay.aspx?ID=421004
GialloRosso

01 Ekim 2009

"Kapalı" Öldü Muhabbeti


Affınıza sığınarak;
son 16 yılı aktif, 22 yıllık tribün geçmişim var. Görüşlerime biraz olsun değer verilir heralde...
Şöyle Galatasaraylıyım, böyle Galatasaraylıyım faslını geçiyorum, buradaki ve uA içindeki Galatasarayı yaşam biçimi kabul etmiş olan herkes büyük Galatasaray lıdır gözümde.

Benim bu konuda söyleyecek çok şeyim var aslında ama Yürüyedur olayları falan aklıma geldikçe kafamdakiler ütopyadan öteye geçemiyor ne yazıkki.
Eskiden Kapalı tribüne geçmek için yeni açığa emek vermeniz, orada pişmeniz tribün ritüeli gibi birşeydi. Biz ağzımız açık Kapalıyı seyreder "ulan bizde gelicez birgün" derdik. Hatta açık tribün Kapalıyı tezahurat yapmaya çağırır Kapalı iplemezdi, inanın bu ukalalık bile hoşuma giderdi benim.

Ben Taner (Yılmaz) abilere özenmişimdir her zaman, 5-10 kişilik arkadaş grubuyla her hafta ayrı bir renk katarlardı tribüne. Biz dışarıdan izlerdik onları şık giyinirlerdi, susmazlardı, her hafta yeni bir beste üretmeye çalışırlardı. Galatasaray'ı en güzel şekilde temsil ederlerdi her zaman. Bizde herzaman konuşurduk "inşallah bizde böyle oluruz ilerde" diye. Hatta ilk grubumuzu bile kurmuştuk 4 kişilikte olsa. Ortaokulda okuyan ufaklıklar gece 2 lerde 4 lerde Altunizade'den taksi tutardık sevgilimize koşmak için bilet bulamayız belki diye. Yanımıza ekmek arası domates peynir ve battaniye alarak. Yeni açık kapılarına yaslanıp uyurduk. Üşürdük fakat huzulu uyurduk. Sabah 5 te gaza gelip M.köy ü inlettiğimizi, sis bombaları yaktığımızı bilirim.

Vallahi acitasyon yapmıyorum ki böyle birşeye de ihtiyacım yok. Zaten artık herkes kombine alıp, sokakta 3-5 bira içip son 10 dk. maçlara girebiliyor. Sadece yaşı bizden daha genç arkadaşlar Sabri'yi ıslıklarken belki bunları düşünürler.

Neyse tam anlatamadım söylemek istediklerimi, cümlelere dökemedim diyelim. Benim asıl anlatmak istediğim son maçtan çok önceleri veriyordu bu sinyali Kapalı. İnanın ellerim titriyor bunları yazarken, resmen gözlerimin önünde eriyor o ağzım açık izlediğim hiçbir sevgiye aşka değişmeyeceğim Kapalı.

Şimdi yazacaklarımda sakın kimse polemik aramasın, o kadar temiz ve en safi duygularımla yazıyorum bu yazdıklarımı. ultrAslan'ın yeni kurulduğu ve Anadoluya yayılmaya çalıştığı dönemlerde (Ben o sırada Muğla Ünide öğrenciydim ve birazda aksatıyodum tribünü) en çok heyecanlanan bendim. Kurucularının isimleri, yapılan toplantılar, verilen kararları çeşitli yerlerden duyup çok heyecanlanıyordum. *FDL'yi (Fossa Dei Leoni) çok severdim ama bu kurulan daha büyük birşeydi gözümde, kurucularına dayanarak söylüyorum. Sonra herkesinde bildiği malum evden alınmalar, parçalanmalar ve bir ortada kalmışlık başgösterdi. Biraz tayfa sahiplendi belki ya da birazda üstlerine kaldı ve Alpaslan abinin büyük çabaları sonucunda Galatasaray Taraftarı olarak lanse edildi hep ultrAslan. (Bu yazdıklarım benim azbuçuk duyduklarım gözlemlediklerim, yanlışlarda olabilir ama asıl konu bu değil)

Beni tanıyan herkes bilir ki bu siteden tanıdığım birkaç kişiyle de çok tartışmışlığım vardır, Tayfaya çok büyük saygı duymuşumdur her zaman. Ve Galatasaray Tribünlerinin her zaman ihtiyacı vardır Tayfaya. Hee kızdığımız yönleri yokmu, elbetteki var. Kombine olayları, maç esnasındaki uA, Sebo Reis, Yılmaz başkan uçak kaldır vs. tezahuratları, tezahurat bab-ında kendini geliştirememe, tekdüzelik vs. Reisliğe, başkanlığa da lafım yok ama ne kadar sevilirsem sevileyim bana maç esnasında tezahurat yapılsa o tribünü sustururum. Her maç birilerine birşey ispatlamaya ihtiyaçları varmış gibi bu tezahuratların yapılması beni gerçekten çok rahatsız ediyor. Arkadaşım 10 dk. sabret maç bitsin, uçakmı kaldırıyosun uzaya mekikmi gönderiyorsun ne yapıyorsan yaparsın, hatta o tezahuratı sevmeyen adam bile maçı almışsak keyfimizde yerindeyse bende dahil bağırmaya razı olabilir.

Gelelim Kapalıya. Kapalının bu hale gelmesindeki sebeplerden bazıları yukarıda bahsettiğim tribün ritüellerini yaşayamamış kimi arkadaşlar, günümüz futbol endüstrisi, belki başarıya doymuşluk (gerçi bu bahsettiğim 2000 sonraki taraftardı ta ki uA kuruluncaya kadar) ama büyük oranda Tayfadır. Asla abalıya vurmuyorum, saygımdan bahsettim yukarıda. Ama siz yıllarca bu tribünlere hizmet ettiniz mi, ettiniz. Klübün vermiş olduğu kararlar doğrultusunda belki doğru belki yanlış ki bence doğru eski açığa gittiniz mi. Burada bazı kızgınlıklar olduğunu hissediyorum ki çoğunuz da farkındasınızdır. Eski açık Kapalı tribüne bildiğin trip atıyor. Ya da güç gösterisi de diyebiliriz biraz biz Kapalıdakilere biraz da yönetime. Türkçesi "yaaaaa biz olmazsak Kapalının hali ortada"

İşte en çokta zoruma giden bu. Ben gittim kalan sahalar sizindir. Ne haliniz varsa görün değildir de nedir bu. Yıllarca Kapalıyı kimi beğenir kimi beğenmez sen yönetmişsin. Balkona 5-10 adam koyup gitmek yakışmadı tayfaya. Süleyman abi, Yılmaz Başkan iyidir hoştur ama bu iş 5-10 kişiyle olmaz. Ellerinden birşey gelmez. Öyle bir organizasyon yaparsın ki bu siteden bile birçok kişi taşın altına elini koyacaktır eminim, belki her balkona mevcutta kapalıda olan ve kapalının bu halde olmasını içine sindiremeyen 3 erli 5 erli grupları koyarsın. Belki başka bir organizasyon yaparsın ama Kapalıyı bu halde sudan çıkmış balık gibi bırakmazsın. Onlarında haklı olduğu birçok konu var tabii. Öncelikle geçen sene buradan çok giydiren vardı "Tayfa şöyle Tayfa böyle, şunu yapsınlar bunu yapsınlar" şeklinde. Şu an o arkadaşlar ne düşünüyor gerçekten merak ediyorum.

Sonuç ortada; bu böyle gitmez. Ama Kapalı öldü demekte doğru olmaz. Organize olunur bir şekilde belki bir bildiri yayınlanır ve herkese Kapalıda olduğu gayet güzel anlatımlı kalp kırmadan hatırlatılır. Biz şu an Kapalıya 5 arkadaş falan geliyoruz. Ama çevremizdekilerle birlikte 20-25 kişi sayılırız. Bunu herkese kibar davranarak, bilinçlendirerek, futbolcuya küfür ettirmeyerek sağladık. Ama herşeyden önce saygı. Taraftara saygı, takıma yönetime karşı saygı, en önemlisi çevrendekine kendine saygı.

He bize bir görev düşer sonuna kadar varım, sesim kısılana kadar, son kuruşuma kadar...

AMA KAPALI ÖLMEZ, ÖLMEMELİ...
GialloRosso