06 Ocak 2010

Transfer Transfer Transfer



Geldi çattı yine bir transfer dönemi. Transfer denince de, hele ki sorumlusu H. Üstünel ise beklentiler yükseliyor Galatasaray’da. Çok normal tabii kabus dolu 6 seneden sonra. Marquez, Costa, RVN, Metzelder, Babel ler havada uçuşuyor. Hayır istemem denir mi bu listedekilere. Ben derim, sebebine gelince Galatasaray finansal olarak çok zor günler geçirdi. Ki devam ettiği aşikar. Son yıllardaki gelişmeler, yeni projeler, yönetim, Üstün-el faktörü camiayı olduğu kadar taraftarı da havaya soktu. Şu görüntüde isimler de normal karşılanıyor haliyle. Fakat geleceği ipotek altına almaya devam ediyoruz. Popüler transferler çok önemli tabii, Aslantepe Spor Kompleksi’nden satılan loca paralarıyla yapıldığında geleceğe şüpheyle bakanlardanım. Mali tabloların düzelmesi nefes aldırması bizi bu kadar havaya sokmamalı. İleride gayrimenkul satışları istemiyorsak eğer.

A takım seviyesinde parlak isimler olmasa da altyapıya yönelmeliyiz diyorum. Hayalperest diyebilirsiniz ama önce bir dinlemek gerek. “Premier League” en güzel örnekleri vermiştir bu konuda. Keza İspanya ve Almanya’da da denk gelmişliğim çoktur. Seyirci, oyuncu değişikliklerinde yıldızdan ziyade altyapıdan yetişen kendi çocuklarını keyifle ve coşkuyla alkışlar. Bunu ülkemizde sadece Ali Sami Yen’de görebilirsiniz. İngilizlerle aynı fikirde miyiz yoksa altyapıdan yetiştirdiğimiz futbolcu sayısı mı çok. Ben 1-2 sezon mesleğinin gereği o formayı giyen Perez yerine, Uğur Uçar’ı her zaman tek geçerim. Arda’nın tırnağını Lincoln’e Felipe’ye değişmem. Özeldir benim için altyapıdan yeşeren, yeteneklerinin dışında kişiliklerinin de ön planda olduğu gençleri takımımda izlemek.

Transfere geldiğimizde, ihtiyacı var elbet takımın 2-3 futbolcuya. Neler konuşuluyor; forvet, stoper, ön libero belki sol bek. Öncelik sırasına bakılırsa stoper açığı bariz sırıtıyor. İkamesi de yok pozisyonun. Alayı sakatlıklarla boğuşuyor. Burasının transfer gerekliliği bir gerçek. Ama forvet yerine ön liberoyu tercih ederim ben. Soru işaretlerim çok anlayacağınız. Forvette Baros’un sakatlığı canımızı çok yaktı. Nonda yavaştı, yerini kaybediyordu, yedekleyemedi belki ama her zaman en iyi alternatiftir. Kewell, Keita hatta Cem Sultan bile düşünülebilir bu pozisyona. Öncelik stoper ve ön libero diyoruz ama Avrupa’da kupa istemekten de geri kalmıyoruz. Bu iştah F.Rijkaard’tan ve geçmişimize güvenden kaynaklanıyor olabilir. Bunları düşündüğümde ise transfer kaçınılmaz oluyor. O yüzden sessizliğimi koruyorum ve nöbetime devam ediyorum. Sadece transferler stoper+forvet olarak düşünülüyorsa stoper yabancı, forvet Türk olabilir ve hatta Lincoln-Halil takası bile gündeme gelebilir ileriki günlerde diye düşünüyorum. Bir taşla iki kuş hesabı.

GialloRosso

6 yorum:

Adsız dedi ki...

iyi takım kurdukça sponsor gelirleri ve taraftar gelirleri artıyor gelecekle çok alakası olmayacaktır

Schumy dedi ki...

Stoper ve forvet alınırsa ön libero lüks olur gibi zaten abi. Bakalım ne olacak ama Halil Lincoln takası imkansız gibi, aynı hataya ikinci kere düşeceğini sanmıyorum Schalke'nin, ayrıca Lincoln de gitmez gibi.

Schumy dedi ki...

O robinho'nun orada ne işi var abi ? Yoksa milletin dilinden düşmeyen RR muhabbeti Elano'nun kankası Robinho mu :D

GialloRosso dedi ki...

İyi de zaten asıl harcamayı yeni stad da yapmamız gerekiyor gibi. O stadı sürekli heyecanlı tutmak, taraftarın yapılan transferlere burun kıvırmamalarını sağlamak finansı bugünden kontrol altında tutmayı gerektiriyor. Ama artık alıştık sanırım. :)

RR=SeRRcan :)))))))

Schumy dedi ki...

Ayın 8'i de geldi ama :)

Kırmızı Adam dedi ki...

Komurle boyanip zenci diye ittirilmis bile olsa, herhangi bir yabanci stopere -mevcut kosullarda- sezon sonuna kadar hayir diyecegimi dusunmuyorum... Bugun Orduspor'a bile pozisyonlar verdik...